şiirleri
Atatürk ile ilgili şiirler
10 KASIM TüRKüSü
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,
Bozkır ovalarına, Erciyes'e Ağrı'ya,
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte,
Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız,
Dere tepe bucak köy,
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, Senin gittigince!
Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale'de, Sakarya'da, Çankaya'da, al al,
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.
F. Hüsnü DAĞLARCA
Atatürk
Sen Atatürk'ü tanımazsın çocuğum
Ne insandı O, ne insandı.
İzmir'e gelişini görseydin.
Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.
Benzerdi sana, bana
Bizim gibiydi eli, ayağı
Ama bir yol baksaydın yüzüne.
İçin sevgisiyle dolardı.
Vapura biniyorsak dilediğimizde,
Sokakta geziyorsak hür,
İyi bak dört yana,
Atatürk'ün aklı görünür.
Arı Türkçe konuşuyorsak,
Türkçe düşünüyorsak bugün,
Her işimizde O'nun gücü.
Büyük öğretmeni Türk'ün.
Halkımızın arasında, halktan,
Davul vurur dengi dengine.
Dünya rastlamış mıdır?
Atatürk'ün dengine.
N. Ulvi AKGüN
Atatürk'ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL
Atatürk GüLüMSEDİ
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Siz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.
Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklayamadı sevincini.
Baktı ki gençsiniz bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.
Baktı ki karışmış aramıza
Çiziyorsunuz yolu
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.
Anlaşılan bütün yaz
Atatürk gözünü kırpmamış
Çünkü boşmuş sıralar
Çünkü harf okunmamış.
.............................
Ama baktı ki gün doğmuş
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar
Bir iştah kızda oğlanda.
Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde
Baktı ki Türkiye'si Türkiye'miz
Aydınlık ufuklara yürüyor hızla
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.
Talât TEKİN
Atatürk YAZAR
Sordum seni;
Dağına, taşına Türkiye'min,
Herkes kendinden emin,
Yükseldi gür sesler;
Umutlar, sevgiler:
O biziz, O bizleriz.
Hepimiz bir parçayız
Atatürk'ten,
Bütün doğa,
Atatürk'ü anar,
Atatürk'ü şaşar.
Herşeydir OTürkiyem'de.
Göller, ırmaklar, ormanlar.
İmza imza Atatürk yazar.
M. Vasfi SARAL
Atatürk'ü GÖRDüM DüŞüMDE
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Ben de yaşıyorum demek,
İşte aranızdayım Ahmetler, Mehmetler'le,
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Elele
Yanınızdayım
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Daha ferah içim,
Gök daha geniş denizler daha geniş,
Vatan ya vatan,
Vatan sonsuzluktan gelmiş
Sonsuzluğa açılan yol
Vatan siz.
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Bilin ki
Ben de yaşarım,
Bir sevinç düştü mü içinize
Bir keder düştü mü içinize
Bilin ki
Aranızda ben varım.
A. Rıza ERGüVEN
BİR TUTKUDUR MUSTAFA KEMAL
Bir Tutkudur Mustafa Kemal;
Nice sevdalara değişilmeyen.
Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur,
Bir baştır, vazgeçilmeyen...
Bir Türküdür Mustafa Kemal;
Suskun ağızlarda söyleşir, durur.
Çaltıburnu'nda gözetir denizi.
Köroğlu'nda bağdaş kurup oturur...
Bir İnançtır Mustafa Kemal;
Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan.
Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.
Sakarya boylarından Akdeniz'e taşıyan...
Bir Anlamdır Mustafa Kemal;
Belkahve'den dürbünüyle seyrediyor İzmir'i.
Özgürlük diyor, al atının üstünde,
Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri...
Bir Bayraktır Mustafa Kemal;
Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.
Bozkırın bağrında yol alan kağnılara,
Işık tutan, güç veren, yol bulan...
Y.Doğan ERGENELİ
KURTULUŞ ÖNCüLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT
MUSTAFA KEMAL'LER TüKENMEZ
Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona herşeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım'larda Fatih'ler Kanuni'ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Halim YAGCIOGLU
MUSTAFA KEMAL'İN ELLERİ
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Zaferi, barışı yaratmış elleri.
Hürriyeti, saadeti, adaleti
Sevgiyle dağıtmış elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in,
İçli, temiz, mert elleri,
Bütün nimetlerini sunmuş bize
Türk sofrası gibi cömert elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Öğretmen elleri.
Bir tahta başında, bir kürsüde
Bize bizi öğreten elleri.
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in;
Işık, deniz, sel elleri.
Bizi her şeyden çok seven
Güzel elleri.
A. Hikmet PAR
MUSTAFA KEMAL SESLENSE
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size
Ben Mustafa Kemal'im heyy...
Ben Mustafa Kemal'im.
Büyük büyük denizlerim vardır benim
Hürriyeti içmiş dalgalarım.
Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim
Ulusumun yarınında sevincim
Ben Mustafa Kemal'im heyy...
Karanlığı deler gözlerim.
Dalgalara binip gelmiş kahraman,
Gökçe gözlerine türküler yaktığımız...
Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun'dan
İşte benim...
Ben...
Mustafa Kemal...
Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda
Deyip, öyle girdim savaşa
Komut verdim
Şahlandı cümle vatan
Boğdum kör talihi zindanında.
Bahtı gülen anaları yurdumun
Gökleri, dağları, denizleri
Yarınları, güvenip de uyuduğum
Aslan yeleli ışığı sınırlarımın
Mehmetleri
Tutun ellerinden yüreklerinizin
Sevgilerinizle beni yıkayın.
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından gelir sesim
Sevdiğim
Bir tanem
Türkiye'lim
Sen varoldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal'im.
Sen var oldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal'im.
B.Kemal ÇAĞLAR
MUSTAFA KEMAL'IN GÖK YAZILARI
Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman,
Mavicek bebelerin, ak kızların,
Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman,
Bir 1O Kasım gecesi
Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza:
-Ey Türk gençliği...
Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya,
Şimdi destan ellerimle yazıyorum,
Yeşiline suyun,
Kuşun,
Yelin,
Yaprağın:
"Ne Mutlu Türküm Diyene."
Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy,
Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim
Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi,
Elimde tebeşir
Yazıyorum kara gecenin üstüne
Yazıyorum armağanımı:
"Övün, Çalış, Güven."
F. Hüsnü DAĞLARCA
MUSTAFA KEMAL'E GİDEN YOL
Karşıda bir ışık, bir ümit yolu
Kollarımı yarına güvenle açacağım,
Karşıda bir ışık, bir ümit yolu
Bırakın, Mustafa Kemal'e varacağım.
Ellerimi uzatıyorum, daha ötede
Son duraktan biraz daha ötede
Gücümün kuvvetimin kesildiği yerde
Karşıda Mustafa Kemal'i görüyorum;
Gün geçer devir değişir
En olmaz istekler biter,
Bir ses bırakmaz kişiyi yerinde
Mustafa Kemal'in sesi, "İleri" der.
Boyuna yeniliğe, ileriye
Boyuna en yüce gerçeklere doğru!
Apaydınlık bir yoldasınız, bakın
Karşıda Mustafa Kemal, Mustafa Kemal yolu
Attığım her adımı biliyorum
Yarın daha güzel, daha aydınlık!
Nasıl durabilirim, Mustafa Kemal sesleniyor
Uzattım ellerimi varıyorum.
Yürüyorum, yılmadan yürüyorum
-Karşıda bir ışık, bir ümit yolu-
İşte, ışıklar içinde büyüyen
Mustafa Kemal'i görüyorum
Mustafa CANPOLAT
MUSTAFA KEMAL'İ DüŞüNüYORUM
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri...
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyorlar zaferden zafere...
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal'i düşünüyorum:
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Elllerinden öpüyorum.
ü.Yaşar OĞUZCAN
ÖĞRETMEN Atatürk
Yine derse giriyorsun Samsun kapısından
Selâmlıyor, seviyor tek öğretmenini
İl il, köy köy, can can
Tüm Anavatan.
Hemen başlıyor mutlu ders
Erzurum'dan
Sonra derinleşiyor volkan-öğütle
Sivas'taki son oturumdan.
Bütün memleket tek sınıf
Bir yön bayrak, bir yön tan
Öyle bir ödev veriyorsun ki öğretmenim
Süngü-kalemle başlıyoruz Afyon'dan.
Sınıfımız her an kutlu bir savaş
Öğretiyor, eğitiyorsun Ankara'dan
Hep birden söylüyoruz özgürlük türkümüzü
Vatanın uzaklıkları kalkıyor da aradan.
Mavi gözlerin hep barış barış
Mavi yüceliğin hep duman duman
Öyle alev alev bir ders ki
Yanıyor, yanması gerektiğinde her düşman.
Anlatış tadı, kıvam kıvam öz
Son bölüm: İlk hedef, Dumlupınar'dan
Kocatepe, yalnız coğrafya değil
Dağ dağ ateş yağdırıyorsun her damla kandan
Öpüyorsun hepimizi göz göz
Şehitler birinci geldikçe hep destan destan.
Yağmurlaşıyoruz er er Akdeniz'e
Ektiklerini biçiyorsun İzmir yollarından
Bir özgür meyva doğuyor Türklüğümüze
Tattırıyorsun utku yemişi utku dallarından.
Öğrenmeye son yok
Cumhuriyet, bir ders aynı konudan
Öğrendikçe özleşiyoruz da hep geçiyoruz
Senin yarattığın vatan-kanıdan.
Anlatıyorsun açık ve seçik
Yıkılıyor her gölge fikir-kurşundan
Dövüyorsun her yüreği örsünde devrimlerin
Tümleniyor her eksik, yaratan vuruşundan.
Yaşatarak öğretmek senin elinde
Sonsuz ders, tek hayat, bize bayraktan
Seni özledikçe bellemek güzel
Fikir-toprak oldu vatan, gerçek topraktan.
Sor bize her şeyi, konuşsun her öz
Başlayı versin en zor imtihan
Özgürlük güneşin ilk cevap, inan
Ey vatan-sınıfta ey Ata-vatan!..
İ. Zeki BURDURLU
RESİM
Her gün,
Enginlerden engin,
Yücelerden yüce
Bir duygu sarar bizi,
Bu sınıfa girince.
Yanda, bir uçtan bir uca
Mavi deniz,
Odanın içinde güneşleri bulunca
Isınırız.
Enginlerin engini deniz olsa
Deniz ufak!
Yücelerin yücesi güneş olsa
Güneş küçük!
İlk günü gördük, nerden geldi:
Duvardaydı
Denizleri, güneşleri
Küçülten büyüklük.
Kürsünün üstünde bir resim:
Gözleri denizlerden mavi
Bakışları güneşlerden sıcak,
Dört mevsim
Kürsünün üstünde:
Atatürk'ün arkasında al bayrak,
Kollarını kavuşturmuş göğsünde.
Bu resimle başlar bizim günümüz,
Karşımızda Atatürk'ü gördükçe,
Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.
Öğretmenimizin kürsüde
Verdiği dersi
Dinler bizimle birlikte
Atatürk'ün resmi.
Çalışkanız, çünkü,
Çalışınca
Bakarız, Atatürk güldü.
Bir yanlışlık yapsak
Bulutlanır gözleri,
Anlarız, Atatürk üzüldü.
Gelsek kürsünün dibine
Görür bizi
Eğilince.
Kalksak, gitsek gerilere,
Otursak arkalarda;
Başımızı kaldırmadan duyarız
Atatürk orada.
Öteki odalarda
Başka başka resimleri Ata'mın.
Atatürk'üm, artık ömrüm oldukça
Bu resimle karşımdasın!
Yok hiç birinde
Bundaki tılsım,
Değişen çizgilerle
Canlı gibi bu resim.
Öyle canlı ki, sanırım,
Ben de bir gün okulu bitirince
Uzanan ellerinle
Okşanacak sırtım.
Öyle canlı ki, sanırım,
Karanlık bile olsa
Serpeceğin ışıkla
Aydınlanır yollarım.
Tıpkı sınıftaki gibi,
Yapacağım bir işte
Bu resmindir rehberim
Kötülüğe uzanırsam
Çat kaşlarını,
Tutulsun ellerim.
Tıpkı sınıftaki gibi,
Bütün ömrüm boyunca
Yaptığım bir işte
İyi, doğru oldumsa
Sevincini belli et,
Gülümse!
Yaprak yaprak dökülürken önümde
Her yıl, dört mevsim;
Sınıflar içinde yalnız bu sınıf,
Resimler içinde yalnız bu resim!
Behçet NECATİGİL
SEN VARSIN Atatürk'üM HER ŞEYİMİZDE
Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam
Ekmeğim ak suyum berraksa,
Ağaçlar çiçek açıyor
Topraklar ısınabiliyorsa,
Sesim gür çıkıyor
Özgür özgür bakabiliyorsam,
Sen varsın gözbebeklerimde
Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.
Yazabiliyorsam gönlümce
Okuyabiliyorsam...
Kazabiliyorsam toprağımı
Gün ışığında çapa kürek elde,
Çalışabiliyorsam gece gündüz
Ekip biçebiliyorsam dileğimce,
Sen varsın yüreğimde
Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.
M. Esat TOZKOPARAN
ATATURK'TEN SON MEKTUP (Halim Yagcioglu)
Siz beni hala anlayamadiniz
Ve anlamayacaksiniz caglarca da
Hep tutturmus "Yil 1919 Mayisin 19u" diyorsunuz
Ve eskimis sozlerle beni ovuyor, ovuyorsunuz
Mustafa Kemal'i anlamak bu degil.
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Birakin o altin yapragi artik
Birakin rahat etsin anilarda sehitler
Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin
Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun, sefaletin?
Mustafa kemal'i anlamak yerinde saymak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.
Bana mustular getirin bir daha
Uygar uluslara esit yeni buluslardan
Kuru soz degil is istiyorum sizden anladiniz mi?
Uzaya Turk adini Ataturk kapsulleriyle yazdiniz mi?
Mustafa Kemal'i anlamak avunma degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.
Hala o acikli agitlar dudaklarinizda
Hala oturmus bana On Kasimlarda agliyorsunuz
Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin!
Uluslar fethine cikiyor uzak dunyalarin
Mustafa Kemal'i anlamak goz boyamak degil!
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz
Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil
Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar
Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar
Mustafa Kemal'i anlamak aglamak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Demokrasiyi getirmisim size ozgurlugu
Goruyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis
Birbirinize dusmussunuz halka egilmek dururken
Hani koylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gulen?
Mustafa Kemal'i anlamak itismek degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.
Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklarla
Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister
Paydos ovunmeye, paydos avunmaya, yeter yeter
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.
ATATURK BIR CIKISTIR, VARIS DEGIL! - Orhan Asena
Ataturk bir cikistir, varis degil.
Varmak tukenmek demek, Ataturk tukenmez,
varmak olum demek, Ataturk olmez.
Ben olurum, benimle bir eksilir Ataturk,
sen dogarsin, o dogar, baskalari dogar;
sizinle bin dogar, bin cogalir, bin yucelir,
dunya surer, yasam surer, surer Ataturk.
Ataturk bir yonun adi, ozgurluge, uygarliga, ileriye
bir parlamis bir sonmus, iste yolun demis,
Ataturk bir ufkun adi, dagin degil,
Himalaya kadar bile olsa dagin degil.
Dag durur, oysa ufuk yurur.
Her ufukta Ataturk buyur.
Her ufukta yenilenir bir kez.
Ataturk bir ilkhizdir dogadaki,
tohumu catlatan bir guc
kozayi delen ilk vurus
kusun kanadindaki ilk gunu
kos demis, atil demis sana, durulur mu?
Ataturk durmus mu ki sen durasin?
Ataturk susmus mu ki sen susasin?
Ataturk olmus mu ki sen olesin?
Ataturk bir kavganin adi her gun yenilenen
her gun degisen dusmana karsi.
Bilgisizliktir bu dusmanin adi cok kez,
geriliktir, aptalliktir, donekliktir.
Cikarcilik, nemegerekcilik, vurdumduymazlik,
korkaklik, eyyamcilik, yalancilik,
bir bakarsin topla tufekle yurur ustune,
bir bakarsin gulucuklerle, oksamalarla gelmis,
bir bakarsin, seni ta icinden kemirir bir kurtcuk.
Ataturk bir ak torenin, bir buluncun adi,
hergun bizi bir kez daha uyaran,
hergun bizi bir kez daha yuruten doruga.
Yigitlige, namusluluga, dogruluga,
her gun bir kez daha yarisalim diye kendisiyle
o en guzele, en yuceye, en dogruya.
24.9.1991 - Ankara
KUVAYI MILLIYE'DEN (Nazim Hikmet)
Dusundu birdenbire kayalardaki adam
kaynaklari ve yollari dusman elinde kalan butun nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar buyuk
ne kadar uzundular?
Bircogunun adini bilmiyordu
yalniz, Yunan'dan once ve Seferberlik'ten evvel
gecerdi Gediz'in sularini basi donerek.
Daglarda tek
tek
atesler yaniyordu
Ve yildizlar oyle isiltili, oyle ferahtilar ki
sayak kalpakli adam
nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
guzel, rahat gunlere inaniyordu
ve gulen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda
birdenbire bes adim saginda onu gordu.
Pasalar onun arkasindaydilar.
O, saati sordu.
Pasalar: "Uc" dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gozleri cakmak cakmakti.
Yurudu ucurumun basina kadar,
egildi, durdu.
Biraksalar
Ince, uzun bacaklari ustunde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasina atlayacakti.
ON YIL DESTANI (Mehmet Asik)
Onuncu yili bu Cumhuriyet'in
Kutlu olsun yurdun buyuk bayrami
Guluyor on yildir yuzu milletin
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami.
Ne yaptilar kahbe dusmanlar bize
Pek cogunu doktuk onun denize
Simdi bir bir anlatayim ben size
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Biz Turkleriz her seylere ozenen
Istikbalin serefini kazanan
Hicbir dusman ugrasamaz bizinen
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Cumhuriyet halkin hakimiyeti
Hep Turklerin boyle idi niyeti
Anlasildi Cumhuriyet kiymeti
Kutlus olsun Cumhuriyet bayrami
Turkiye'dir vatanimiz ilimiz
Cumhuriyet acti bizim gonlumuz
Ilerlesin bizim guzel dilimiz
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Eski kanun kadnlari bosadan
Yeni kanun hanimi hur yasatan
Bu fikirler gelir Gazi Pasa'dan
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Muallimlik icin yetisen gencler
Butun halka bilgi vermeye baslar
Laik hukumeti kuran kardaslar
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Hukumeti biz yurekten severiz
Hangi dusman karsi dursa doveriz
Turk milleti kahramandir overiz
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Millet, Meclisiyle verip basbasa
Yasa Cumhuriyet Reisim yasa
Yapalim bayrami biz kosa kosa
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Budur onuncu yil donum devrani
Gezip Ankara'yi etsem seyrani
Asik Mehmet yazar bayram destani
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
ONUNCU YIL MARSI (Behcet Kemal Caglar,
Faruk Nafiz Camlibel)
Ciktik acik alinla on yilda her savastan
On yilda onbes milyon genc yarattik her yastan.
Basta butun dunyanin saydigi Baskumandan
Demir aglarla orduk Anayurdu dort bastan.
Turk'uz Cumhuriyet'in gogsumuz tunc siperi
Turk'e durmak yarasmaz, Turk onde Turk ileri
Bir hizla kotulugu geriligi bogariz
Karanligin ustune gunes gibi dogariz
Turk'uz butun baslardan ustun olan baslariz
Tarihten once vardik, tarihten sonra variz
Turk'uz Cumhuriyet'in gogsumuz tunc siperi
Turk'e durmak yarasmaz, Turk onde, Turk ileri
Cizerek kanimizla oz yurdun haritasini
Dindirdik memleketin yillar suren yasini
Butunledik her yonden istiklal kavgasini
Butun dunya ogrendi Turklugu saymasini
Turk'uz Cumhuriyet'in gogsumuz tunc siperi
Turk'e durmak yarasmaz, Turk onde Turk ileri
Ornektir milletlere actigimiz yeni iz
Imtiyazsiz, sinifsiz kaynasmis bir kutleyiz
Uyduk goruste bilgiye, gidiste ulkuye biz
Tersine donse dunya yolumuzdan donmeyiz
Turk'uz Cumhuriyet'in gogsumuz tunc siperi
Turk'e durmak yarasmaz, Turk onde, Turk ileri.
CUMHURIYETIMIZIN 50. YIL MARSI (Bekir Sitki Erdogan)
Mujdeler var yurdumun topragina tasina
Erdi Cumhuriyetim elli seref yasina
Bu ruzgarla sahlanmis dalga dalga bayragim
Baska bir tug yarasmaz Turk'un ozgur basina.
Cumhuriyet, ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Yillari bir cig gibi asarak hafta hafta
Kosuyoruz durmadan kadin-erkek bir safta
Elimizde mesale, ilke ilke Ataturk
Isiklara donattik ulkeyi her tarafta
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Ayni kandan feyz alir bunca toprak, bunca tas
Kilic tutan bilekler, verdi sabanla savas
Teknigin dev nabzinda her adim, her dakika
Carklarda ayni tempo, yureklerde ayni mars
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Biz yurekten bagliyiz elli yildir bu yolda
"Yurtta baris" ilk hedef, "Cihanda sulh" parola
Koparamaz hicbir guc bizi milli birlikten
Ata'mizin izinde kosuyoruz kol kola
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Yasasin hur ulusum, soylu gencim, benligim
Yasasin sanli ordum, sarsilmaz guvenligim
Ersin elli yillarim nice mutlu caglara
Ornek olsun cihana devletim, duzenligim
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu.
ATAMA AĞIT
Sırma sarısını yay saçlarına,
Gözüne rengini koy denizlerin;
Düşün dudakların en incesini,
Yüzüne tuncunu ver benizlerin.
Onda yürüyüşün en yiğitçesi,
Onda bükülmezi vardı dizlerin
Gezerdi ülkede bir hızır gibi
Em olup derdine çaresizlerin.
II.
Durgun bir denizi andırır dışı
İçi hiç sönmeyen bir yanardağı.
Sesinde ıslığı eser kuvvetin,
Sözünde şahlanır Hakkın bayrağı
Gökle Güneş gibi buluştu onda
Sezinin sağlamı, duyunun sağı
Yıkarak kökünden osmanlılığı
O gömdü tarihe bir ortaçağı.
III.
Dağlar dümdüz olur işaretiyle,
ürperir ovalar avazesine;
Devrilir hıncına çarpar ordular
Kaleler dayanmaz yelpazesine.
Fikrin, güzelliğin, aşkın, her şeyin
Bağlıydı daima en tazesine
Yaşadı başı dik, dünyaya karşı
Getirdi dünyayı cenazesine!
IV.
Onsuz kaldığın bilse tabiat
Bağlar üzüm vermez, bahçeler kurur;
Okşar saçlarını ezelin eli,
Yüzüne ebedin ışığı vurur.
Övünür insanlık eserleriyle,
Yurt onun sevgisi üstünde durur.
Adıdır kurduğu devlete temel,
ünü kurtardığı millete gurur!
V.
Fâni varlığını kaybetti ama,
Simgesi yurdumun burçlarındadır
Engin ufuklara uzanmış kolu,
Hızı altıokun uçlarındadır!
Kadının, erkeğin hafızasında
Gencin, ihtiyarın duşlarındadır
Yayla yellerinde eser gölgesi,
Sesi bahçemizin kuşlarındadır.
VI.
Ben mi yazacaktım göçüm gününü
Dökerek ardından böyle gözyaşı?
Ben ki ona büyük gezilerinde
Oldumdu bir küçük yol arkadaşı
En son durağına varmadan ömrün
Kapadı yolunu bir mezar taşı…
Büyük kurucusu cumhuriyetin
Hürriyet aşıkı milletin başı!
Kemalettin KAMU
Atatürk
30 Aralık 2008 Salı
üstümüze gece gündüz kol geren,
Bize güzel iyi günler gösteren,
Türk iline yeni baştan can veren
Kimdir diye sorarlarsa: Atatürk.
Yurdumuzu aydınlatan sabahlar,
Düşmanlara korku veren silâhlar,
Tersaneler, fabrikalar, tezgâhlar
Göze çarpan her ne varsa: Atatürk.
Tanrı gibi görünüyor her yerde
Topraklarda, denizlerde, göklerde:
Gönül tapar kendisinden geçer de
Hangi yana göz dalarsa: Atatürk.
Babasından önce onun adını
Öğretiyor oğluna Türk kadını,
Ondan aldık yaşamanın tadını,
Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
AĞIT 3
14 Aralık 2008 Pazar
Ağlayalım Atatürk’e
Bütün dünya kan ağladı.
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı.
Doğu, batı, cenup, şimal!
Aman Tanrı bu nasıl hal?
Atatürk’e erdi zeval,
Memur, meb’usan ağladı.
Atatürk’ün eserleri,
Söylenecek bundan geri,
Bütün dünyanın her yeri,
Ah çekti, vatan ağladı.
Fabrikalar icat etti,
Atalığın isbat etti.
Varlığın Türke terk etti
Döndü çarh, devran ağladı.
Bu ne kuvvet, bu ne kudret,
Varıdı bunda bir hikmet
Bütün Türkler, inön’İsmet,
Gözlerinden kan ağladı.
Tiren hattı, tayyareler…
Türkler giydi hep karalar,
Semerkant’la Buhara’lar
İşitti her an ağladı.
Siz sağ olun Türk gençleri,
Çalışanlar kalmaz geri,
Meraşalin askerleri,
Ordular, teğmen ağladı.
Zannetme ağlayan gülmez,
Aslan yatağı boş kalmaz.
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı.
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin gözü
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil düşman ağladı.
Aşık VEYSEL
NİÇİN?
14 Aralık 2008 Pazar
Bu halkın başında bir kahraman var,
Şan onundur ama millete yarar.
Haklıdır bu şandan korksa düşmanlar
Dostlardan da varmış tiksinen, niçin?
Arttıkça bu dâhi Türk’ün şöhreti
Dağılan milletin arttı vahdeti
Sulhta da faydalı böyle kuvveti
Yıpratmak daha harp bitmeden niçin?
Toplandı Lozan’da dostlar, düşmanlar
Lloyd George saçıyor yine bühtanlar
Lâzımken müttehit olmak bu anlar
Ayrılanlar varmış sürüden niçin?
Millet fedâidir kahramanına
Kim taş atabilir onun şanına?
Dil uzatma sakın Türk aslanına!
Anlatayım sana bilmezsen niçin…
O milli dehanın tam Kemâl’idir
Türk’ün hem celâli, Hem cemâlidir
Mefküre görünmez, o timsâlidir
Mefküreye çattın, söyle sen niçin?
Uyanık bulunun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenleri
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?…
Ziya GÖKALP
AĞIT - DESTAN
14 Aralık 2008 Pazar
Bir ağıt söyleyeyim, dağlar dilinden
Dumlu’dan Ağrı’ya ün gitsin gelsin!…
Destanlar duyulsun tarih yolundan,
O günden dünlere şan gitsin gelsin…
Çekin küheylanın atlasın binsin,
Al yelelerinde yankılar dönsün.
Afyon’dan İzmir’e ordular insin.
Süngü uçlarından can gitsin gelsin…
Neymiş yarım?! Sancak çekilsin uca,
Şılasın göklerde yüceden yüce
Sormak lüzum değil, halimiz nice?
Yanan yüreklerden kan gitsin gelsin…
Sen ey yayda bir ok gibi kurulu!
Bir ok değdi, düştün yere yaralı!
Dört yanında ak mermerler örülü,
Sars devir bunları, sin gitsin gelsin…
Gökyay’ım neylesin ıssız çağlarda!
Bir ağlar bir güler, durmaz kararda,
Bir başka dağ gibi sen dur dağlarda,
Akşamdan sabaha gün gitsin gelsin…
Orhan Şaik GÖKYAY
Cahit Sıtkı TARANCI ‘dan Atatürk
23 Ekim 2008 Perşembe
Atatürküm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler
Nerde istiklâl harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürküm ben ölecek adam değildim der.
Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister.
ASIRLARCA -Dünyanın en büyük ölmezine-
Gönderen: admin | 1 Ekim 2008 Çarşamba
-Dünyanın en büyük ölmezine-
Ufkunda doğacağım, ufkunda batacağım;
Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım.
Ben de giyersem eğer bir gün deha tacını
“İstersen çiğne” diye önüne atacağım…
Söndüğünü görsem de bin “meşale emel”in
Ebediyet yolumuz, öyle elimde elin…
Ak düşen saçlarınla nur kattığın heykelin
Hamuruna harç diye kanımı katacağım.
Yansam da masalların “Aşık Kerem”i gibi,
Bu aşk ölmez öyle her gönül veremi gibi!
Şöhretin okyanuslar aşarken gemi gibi;
Ben dalga gibi ayak ucunda yatacağım
Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım!
Behçet Kemal ÇAĞLAR
AĞIT
Gönderen: admin | 1 Ekim 2008 Çarşamba
”Tanrı’yı düşündü de kendisi gibi yüce
Türk, göğe Tanrı dedi seni görmeden önce
Yeryüzünde bu adı yalnız dağlara verdi.”
Göçen bir ordu değil, bir milletin başbuğu,
Bu millet Türk milleti, gökten alındı tuğu!
Suçunu gizlemesin kızıl günahkâr doğu.
Işıklar yanmaz ola; gün, ay yasa bata Türk,
Ey tanrı milletinin en büyüğü Atatürk!.
Ne tat kaldı acunun baharında, güzünde;
Ne heybet var gökünde, ne ışık gündüzünde,
En büyük gücü sendin Tanrı’nın yer yüzünde,
Dağlar, taşlar ağlaya; gün, ay yasa mata Türk
Ey tanrı milletinin en büyüğü Atatürk!.
Destanını haykırdım bu yurda âşık diye,
Dünya Türk’e, Türk ona acısın yazık diye,
Tanrı kıskandı seni, kendinden ışık diye.
Gözler yoluna dala; gün ay yasa bata Türk,
Ey tanrı milletinin en büyüğü Atatürk!.
Ne doğudan sel gibi kopan Atillâ, Cengiz,
Sana eş olamadı ne yel, ne dağ, ne deniz,
Bunak din büyükleri!. Nerede mahşeriniz?
Yedi kat gök yıkıla, gün, ay yasa bata Türk,
Ölüm olam kavuşam sana nola Atatürk!.
Şükrü KURGAN
“1919-1933¨TEN BİR PARÇA
Gönderen: admin | 14 Eylül 2008 Pazar
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun’a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk’ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız.
O kimdir? Bakışları deniz kadar yumuşak,
Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak.
O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında,
Ondört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.
O kimdir? Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa,
Can veriyor sararmış ota, yaralı kuşa.
O kimdir? Gözlerinde bir tılsım gizleniyor,
Bastığı topraklarda bahar filizleniyor.
Alev saçlı bir volkan bazı bir dağ başında,
Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında.
Güneşten birer oktu ondan gelen her emir,
Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir
O kimdir? Milyonla Türk birleşip bir tek olmuş,
Yıkılan memlekete kolları destek olmuş.
Öz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu,
Bir yandan da yürüdü Halife’nin ordusu.
Birisi gökyüzünden bombalar atıyordu,
Biri elinde salip, biri elinde Mushaf,
İçli dışlı düşmanlar geliyorlardı saf saf.
Bunların karşısında göğsü açık bir azim,
Süngüye, topa karşı diyordu: Zafer bizim!
Bunların karşısında ikişimşekli nazar
Diyordu: Bu topraklar size olacak mezar!
Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna,
Dağılan kuvvetleri topladı avucuna.
Topladı avucuna yıldırımı, şimşeği,
Yoktan var ediyordu Tanrı gibi her şeyi.
Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu,
Sınırlar baştan başa bir çelik örgü oldu.
Şimşek yüklü bulutlar ufku kaplarsa nasıl
Bir süngü ormanıyle dağlar doldu muttasıl.
Bir kale heybeti var vatanın her taşında,
Her işin başında O, her iş O’nun başında
Faruk Nazif ÇAMLIBEL
10 Kasım 1952 Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Gönderen: admin | 14 Eylül 2008 Pazar
Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Her zaman ayrılık akşamla gelmez.
Al atlar sırtında hoyrattır fecir,
Hoyrattır, ne kalbler kırmıştır, bilmez.
Sabahlar her zaman güzel değildir.
Vakti, bir yerinden bölünce şafak
İri ve rüyalı gözlerle müphem;
Nur olmuş içimde sanırım ak pak
Ayrı bir mânada korktuğum adem,
Eski düşüncemde, rahat ve uzak.
Fethe çıkmış gibi duyarım birden
Eşsiz gururunu bir cihangirin.
Ufuklar üstünde yüzen tekbirden
Vatanca büyümüş asil ve derin
Bir matem tütmekte şimdi fecirden
Nefti yalnızlığı başlar zamanın
Mağfiret ürperir, dağılır, uçar.
Ölüm korkusuyle dolu bir anın
Müphem uzletinde ebedi ruhlar;
Nefti yalnızlığı başlar zamanın.
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur,
Bir garip hali var Dolmabahçe’nin;
Hala içimizde yüzen gecenin
Aydınlık bilmeyen devamı durur,
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur.
Ruh için, ölümsüz, derler cihanda,
Her mevsim onunla güzel her seher
Bütün esatiri parçalasan da
Atatürk önünde mağlupsun kader!
Ruh için, ölümsüz derler cihanda.
10 KASIM 1952
Vehbi KIZILGüL
+
Hakikat Nerede?
Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede?
KEMAL PAŞA'YA
Yüzünü görmek istedim
Selanik' te birşey sormadan
Kuyumcularla kebapçılara
Deniz kıyısına gittim
Sesin duyuluyordu
Liman boyunca
Bütün deniz kabuklarında
Bir vapurda
Dalgalanıyordu
Adının hayali
Ne güzel şey "Türk dostuyum " demek
Samsun' a çıkacağız yarın sabah
Ord.Prof.Dr.Anna Masala (İtalyan)
MUSTAFA KEMAL' İ DüŞüNüYORUM
Mustafa Kemal' i düşünüyorum
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri
Mustafa Kemal' i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal' i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere...
Mustafa Kemal' i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı!
Yine bizimle beraber biryerde,
Yaşıyor dört köşesinde vatanın.
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal' i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.
üMİT YAŞAR OĞUZCAN
BİR RESİMDE Atatürk
İzmir' e girişini Atatürk' ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üzerinde
Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasına sevgili halkının
Ayağında Anadolu' dan getirdiği toz
Bir inanç gözlerinde tükenmez
Alabildiğine insan kalabalığı ardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk' ü
Sabahattin Kudret Aksal
SİSTEN SONRA
Ne kadar uyudunuzsa, karalardan uyanın aklara
Evler sokaklar Mustafa Kemal' lerle kalkın
Bir çelenk örün başınıza mutluluklardan
Davranın avlulara ağaçalarla
Meydanlara davul zurnalarla koşun
Çekin bayramlıklarımızı sıkıntılardan
Türkiye bir geçmiş değil gelecektir
Işıklarla sabahlarla dostluklarla
Koç yiğitler sıra sıra kılıçlardan
Çıkın dağlara bayraklarla
Ne kadar bunaldınızsa dumanlardan
Fırlayan sularla topraklarla kuşlarla
Günaydın hepinize Türk ordusundan
Toplanın meydanlara marşlarla
Özgürlük Mustafa Kemal' li bir çiçektir
Kalkın umutlara sevgilere selamlarla
UYUYOR
Alev olmuş yanıyor gözyaşımız
Bu hazin meş'aleler üstünde.
Uyuyor en yüce can yoldaşımız,
Böyle hicranla tutuşmuş günde.
Uyuyor uykusu hiç bitmeyecek
Ölü bir milleti var eyliyenin
Onu makber bile incitmeyecek
Ruhu tunçtur, gece yoktur diyenin
Geceden doğdu ışıklar saçarak
Vatanın gündüzü Türkün özü O
Ölemez böyle sabah, böyle şafak
Tarihin şan dolu en son sözü O.
O' NSUZ
Ah, işte duyuyorum mesut günler içinden,
Sana ^^sevimli yüzün asla solmasın^^ diyen,
Bütün adınla dolu o coşkulu şarkılar.
Sen öldüğün için mi bayraklar yarı!...
Görüyorum, ilk defa seni gördüğüm günü.
Altından, alkışlarla geçiyorsun bir takın.
O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın.
Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü...
Meğer görecekmişim bir sabah gidişini, günü.
İstanbul'un önünden son defa geçişini,
Bizler seninle nasıl, ne kadar beraberdik,
Bizler ki sıkılsak ^^O başımızda^^derdik;
Nasıl yok bileceğiz o güzel güneş yüzü?
Ana,baba değil bu, bizler Ata öksüzü..
Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı,
Öğret bize ya Rabbim ah
^^O^^nsuz yaşamayı!..
GAZİ
Ey sen ki alev saçlı zafer küheylaniyle
Kurtardığın vatanda en yüce şehsüvarsın.
Bir şimşek ağlıyanı halinde Türk kanıyle
Aldığı şana layik tarihte bir sen varsın. Erişemez vasfına hiç bir rebabın sesi
Sen yükseksin ilhamın yıldızlı göklerinden. Dehadan kanatlanan kılıcının şulesi
Ebediyette olmuş bir murassa kasiden.
Kızıl gökte parlayan ay-yıldızın nurusun.
Sen en büyük milletin, Türklüğün gururusun.
Bu yurdun timsalisin bugün bütün cihanda.
Gözler, gönüller senin, senin şeref de şan da...
İSTİKLAL SAVAŞINDAN
Ağlamakla gözlerin kızarmıştı akların, Büyük yas karartmıştı kırmızı bayrakları. Boyunlar bükülmüştü, başlar durmuyordu dik,
Kendi vatanımızda vatansızlar gibiydik. Anayurda dört yandan saldırmıştı düşmanlar,
Türk' ün büyük derdini Türk olmayan ne anlar?
Halife olanlarla bir, Sultan olanlarla birlik;
Prensleri ediyor düşmana habercilik.
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun' a. Yürüdü, etrafına umutlar suna suna;
Bu ateşler içinden geçip gelmiş bir erdi, Göğsünde toplanmıştı milyonla Türkün derdi.
Bu milyonlarla dert ona veriyordu başka hız
Yürüyordu: arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız....
O kimdir? Bakışları deniz kadar yumuşak, Saçı, güneşi emmiş bir demet başak.
O kimdir? Bir ulusun sesi var ağzında, Onbeş milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.
O kimdir? Gözlerinde, bir tılsım gizleniyor Bastığı topraklardan bahar filizleniyor... Alev saçlı bir volkan, bazı bir dağ başında Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında. Güneşten birer oktu ondan gelen her emir, Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir. O kimdir?.. milyonla Türk birleşip bir tek olmuş.
Yıkılan memlekete kolları destek olmuş... Öz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu
Bir yandan da yürüdü halifenin ordusu. Birisi gök yüzünden bombalar atıyordu, Öbürü ^^tekbir^^ çekip ^^fetva^^ dağıtıyordu.
Bunların karşısında göğsü acık bir dölen, Süngüye, topa diyor : -biz olacağız yenen! Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna, Dağılan kuvvetleri topladı avucuna. Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu, sınırlar baştan başa bir çelik örgü oldu. Bir kale heybeti var vatanın her taşında, Her işin başında o, her iş onun başında. ulusun iradesi, azmi ona verilmiş,
bütün yöney elinde bir yay gibi gerilmiş.
MUSTAFA KEMAL SESLENSE
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size Ben Mustafa Kemal' im heyy...
Ben Mustafa Kemal' im
Büyük büyük denizlerim vardır benim Hürriyeti içmiş dalgalarım,
Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim
Ulusumun yanında sevincim
Ben Mustafa Kemal' im heyy...
Karanlığı deler gözlerim
Dalgalara binip gelmiş kahraman,
Gökçe gözlerine türküler yaktığımız... Hani bir güneş doğmuştu ya Samsun' dan İşte benim... Ben... Mustafa Kemal... Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda
Deyip, öyle girdim savaşa
Komut verdim
Şahlandı cümle vatan
Boğdum kör talihi zindanında.
Bahtı gülen anaları yurdumun
Gökleri, dağları, denizleri
Yarınları, güvenipte uyuduğum
Aslan yeleni ışığı sınırlarımın Mehmetleri
Tutun ellerinizden yüreklerinizden Sevgilerinizle beni yıkayın.
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından gelir sesim
Sevdim
Bir tanem
Türkiyelim
Sen var olukça belli ki
Ben Mustafa Kemalim
Behçet Kemal Çağlar
Atatürk' üN YAZDIĞI TEK ŞİİR
Gafil, hangi üç asır, hangi asır,
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarih söylememiş bunu,
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
Yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa' nın Alpler' inde Oğuz torunları,
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Türk sadece bir milletin adı değil
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar!
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gökteki gafletten perde,
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal Atatürk (bu şiir Serdar Yaycıoğlu tarafından sitemize yollanmıştır)
MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal' i gördüm düşümde
Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen,
Sabaha, diyordu.
Al bir kalpak giymişti, al bir ata binmişti,,
Zafer Irak mı dedim
Aha, diyordu.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Atatürk
Sen karımda namus
Kısrağımda hilal
Sen mataramda su, torbamda ekmek
Sen mavzerimde fişek
Ben ondokuzuncu fıkra
Yetmişbirinci alaydan Mehmet
Ayhan Hünalp
İZİNDEYİZ
Temsil, talebeyim
Yoksulum ama duydum
Atatürk' ü mutluyum
Çimentepeler' e düşman ayak basar da
Ben daha dururmuyum?
Kimin kızıyım kimin oğluyum
Yitmiş gitmiş, atam dedem
Hürriyetler uğruna
Ben daha dururmuyum?
Düşebilir körpe fidan hain baltalarla. Düşebilir yeni yıldız
Ama nedir hürriyet
Hiç unuturmuyum?...
Düşer ömrün katı kırağılarda
Düşer elimden kitap
Sonsuz geleceklere geçer benden kan Dirilten kim, bu yurt artık nasıl çöker İzindeyiz, biz varken
GİDİYOR
Gidiyor, rast gelmez bir daha tarih eşine; Gidiyor, onyedi milyon kişi takmış peşine Gidiyor, onsuz olan kudreti sığmaz akla
Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar;
Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar.
Gidiyor, harbin o korkulu aslan yelesi
Gidiyor, sulhün ufuklarda yanan meş'alesi..
Yine bir devr açacakmış gibi ne başta o var Hıçkıran seste o var, sesiz akan yaşta o var Siliyor, ruhunun ülviği fani etini,
Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça; Büyüyor, gitgide gözlerden uzaklaştıkça.
Orhan Seyfi Orban
25 YIL SONRA
Deliler gibi pişmanız
Ne yaptık biz
Neden hala buralardayız?
Neden kurtulup yürüyemedik
Gösterdiğin yere varamadık
Neden bu kadar oyalandık?
Atatürk bağışla bizi
Sana layık olamadık.
Kendimiz kendimize ettik.
Ne güzeldi ne, ne düzdü yollar
İniş aşağı, kayar gibi
Tuttuk yokuşa sürdük
Şimdi deliler gibi pişmanız
Ne yaptık biz?
Neden hala buradayız?
Atatürk' ü ANKARA' DA KARŞILARKEN
Gene onbeş sene evvel gibi Gazi geliyor
Gene onbeş sene evvelki gibi yükseliyor
Gene başlarda oturmuş, gene göklerde başı Yıldırımlar gene bir eski silah arkadaşı
Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ;
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ.
Gene memleketin satveti bir tek emeli;
Koca bir yurdu tutarken gene sapasağlam eli.
Çürüyen göğsü için tak-ı zaferler gene dar;
Gene sağdır, gene sağlamdır
O, hem dünkü kadar.
O' na matemle... hayır, sade taabbütle eğil; Ölüdür, doğru, fakat öldüğü hiç belli değil.
Atatürk' ü DüŞüNüRKEN
Ne şairane mevsimdi eskiden sonbahar Bahçeli talan eden bir deli rüzgardı
Kırılan dal düşen yaprak şaşkın uçan kuşlar
Eskiden sonbaharın bir güzelliği vardı
Gel gör ki Atatürk' ün ölümünden bu yana Sonbahar dahi bir tuhaf bir başka geliyor Vatan gerçeklerini hatırlatıp insana
Türk yüreklerimizi burka burka geliyor.
üLKü TANRIMIZA
Bir güneş gibi, yalnız
Sensin ülkü tanrımız,
Ey Türk' lüğün bütünü!
Uğruna feda canlar...
Kelimeden cihanlar,
Almaz büyüklüğünü!
Şu güzel bayrağımız,
Taşımız toprağımız,
üzerine titriyor
Dağların hür rüzgarları,
Denizin dalgaları,
^^Yaşasın Gazi^^ diyor.
^^Ne mutlu Türk olana^^
Ne mutlu Gazi sana!
Armağanın bu ülke!
Ne mutlu göz yaşında,
Kalbinde ve başında, Gazi'si olan Türk'e!
Atatürk'ü DİNLERKEN
Söylüyor birer güneş yakarak bağrımızda, Bir tarihi yolundan çevirecek sözleri ülküsünün koruyla ışıldıyor gözleri, Haykıran bütün yurdun sesi var bu ağızda. Bir kan gibi gezerek yurdun damarlarını
Bu ses, bir nabız gibi hep birlikte atıyor,
Bu ses yurdu sevgiden bir kolla kuşatıyor. Anlatıyor inançla bize büyük yarını.
Aşacak bir ok gibi çağların üzerinden,
Bu sesin yankısıyla dolacak en uzaklar.
Bu sesi dinleyecek sarsılarak derinden
Bin yıl sonra bu toprak üstünde doğacaklar.
Atatürk
Türk tarihi insanlığa kök olmuştur, evrenseldir,
Türk Milleti, ta Asya' nın ortasından kopup gelen,
Yeryüzünün dört yanına kol atan bir çoşkun seldir.
Hep o selin ayakları: Sümer, Elam, Mısır, Eti.
Türkiye' dir bir kolu da, en yenisi, en gürbüzü:
Tarih yeni yazmaktadır böyle güçlü bir devleti.
Bu devleti kuran kimdir?
Sensin bilir bunu cihan
Adın Kemal Atatürk' tür, büyük, küçük tanır seni.
Sensin Türk' e yol gösteren, sensin bize ulu başkan.
Damarında akan kanda milletin öz kanı var,
Bileğinde milletin yenilmeyen öz kuvveti. Yüreğinde, bütün Türklük tarihinin volkanı var.
Görüşünle vatanını ölümlerden sen kurtardın;
Düşmanları bu topraktan denizlere sensin döken;
Yıkık yurdu can verici ellerinle sen onardın. Uzak, yakın geçmişlerde hiçbir eşi bulunmayan
Eserini, yarın için,Türk gencine inanladın.
Biz de onu korumaya ant içmişiz, buna inan.
Çalışmakta, iş yapmakta, yurt sevmekte örnek sensin
Bizler senin çocuğunuz, atamızsın ey Atatürk,
Kurtaransın, koruyansın, Türklüğe can verensin...
Hasan-Ali Yücel
MUSTAFA KEMAL'MİŞ
Ölümsüzlük,
Göz olmuş,
Kaş olmuş,
Baş olmuş,
Şekillenmiş,
Ölümsüzlük,
Mustafa Kemal' miş
Cenab OZANKAN